Psikolojik güvenlik, bireylerin kendilerini güvende hissedebilecekleri, fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri, hatalardan ders çıkarabilecekleri ve kimse tarafından yargılanmadan duygusal açıdan destek bulabilecekleri bir durumdur.

Dolayısıyla psikolojik güvenlik ortamının sorumlusu liderlerdir ve psikolojik güvenlik, liderler tarafından sürdürülebilir kılınmalıdır.

Psikolojik güvenlik, bireylerde olduğu gibi aslında organizasyonların da ‘’mental sağlık kaynağıdır’’. Eksikliği hem bireylerin hem de şirketlerin varoluşuna büyük zararlar verebilir.

Psikolojik güvenlik ortamı zedelendiğinde, insanlarda, yargılanma veya dışlanma endişesi ortaya çıkabilir, stres seviyesi ve korku duygusu artabilir.

Psikolojik güvenlik ortamı tesis edildiğinde insanlar kendilerini güvende hissederler. İhtiyaçlarını korkmadan, endişelenmeden ve çekinmeden, başlarına kötü bir şey gelmeyeceğini bilerek, açık bir şekilde ifade edebilirler.

Psikolojik güvenlik, şirket içi iletişim ve ilişkilerde empatik kavrayışı kuvvetlendirir, iş birliği ve uzlaşıyı arttırır. Böylece bağlılık ve tutundurma kendiliğinden gelişir. Kültürel kodlar özelinde insanlar arasındaki bağlar gelişir; çeşitliliğin güçlü potansiyeli açığa çıkar ve böylelikle kapsayıcılık artar. Tüm bunların sonucu olarak, şirketin verimliliği yükselir, inovatif fikirler, projeler artar.

En nihayetinde, psikolojik güvenlik sayesinde, organizasyon da kendini geliştirir ve böylelikle kendisini gerçekleştirebilir…

Emrah Yolaç
Klinik Psikolog